9 Ağustos 2012 Perşembe

YARINA HAZIR MISINIZ?

            Çiçek dalında, meyve sepette, resmin çerçevede, nnn model araba binince, güzel; sevince  güzeldir. Güzel insanımızın, güzel halleri. Bir ömür  yutan delik için, bir ömür atan delik için; el, ayak beden tek vücüt olup doyuramayız  yaşamın özenti ve heveslerini.

            Hayallerimizi süsleyen yaşamlara kürek çekeriz. Halbuki; ırmaklara düşen yapraklar, taşlar, topraklar gibiyiz. Çürüyüp, kırılıp parçalanıp, toprak olup akarız ulu denizlere. Hırsımızı, öfkemizi, aç gözlülüğümüzü, bencilliğimizi, ukelalığımızı, serkeşliğimizi sırtlanıp gideriz yaşamın sonunda.

            Hoş görü denizinde boğuluruz, yüzmeyi öğrenmeye üşendiğimizden. Sevgi evreninde yıldız olamayız, hasetliğimizden. Öldükten sonra bile, bir birbirimizin arkasından konuşuruz. Ölmüş adamın neyi anılır? İyilik, güzellik ve muhabbetleri.

            Bakınız 1400 küsur yıllık kutsal kitabımızın cümlesiyle yazalım. “İNSANOĞLU NANKÖRDÜR.” Diyor. Bu cümleden ben ne anladım?

            İnsan; Kendini yaratana, kendine sunulan nimetlere, doğanın kendine verdiği üstülüğe, birbirine karşı dostluklara, sevgiye, saygıya karşı kedi gibidir. Gözü yumuk bakar, yer ve içer.

VAR MISINIZ?

            Muhabbet dünyasından, dostluk, hoşgörü, birlik, esenlik, dayanışma, kardeşlik galaksilerine yolculuğa.

            MAZERETİM VAR.

            Bu söylediğin, andığın değerler beni bozar. Ben alma dalında büyüdüm. Kimseye vermeye alışkın değilim. Sevgilerimle, korkularımla kendim yaşamaya alışkınım. “Tak sepeti koluna herkes kendi yoluna.”

            Ölüme; düğüne gider gibi, bayrama gider gibi, dosta gider gibi sevgiliye gider gibi… gitmeye  hazır mısınız?

 

0 Comments:

Yorum Gönder

<< Home