9 Ağustos 2012 Perşembe

SON PİŞMANLIK

İnsanın yaratılış özelliklerini aşmak çok zordur. İnsanlık ne çektiyse; insanın aç gözlülükler, kıskançlıklar, sabırsız, kararsızlıklar, nankörlük ve sapıklıklar içinde olmasından çeker. Sabırlı, anlayışlı, hoş görülü, geniş düşünceli, cefakar ve vefakar, yardımsever, inançlı, insan sever  olmak enayilik olara  kabul edilir.

Bu durumun açık örneğini okuyacağınız bir yazıyı aktarmak boynumun borcu. Sağlık esenlik içinde okuma ve yaşamanız dileklerimle.

“KÖPEKLE, HOROZUN KONUŞMASI

        Kurtların, kuşların dilinden anlayan Hz. Süleyman AS’ma bir adam gelir yalvarır.

         _Ne olur ey Allahın  nebisi bana da hayvanların dilini öğret de bende konuştuklarından anlayayım.

         Hz. Süleyman izin vermez;

         -Olmaz, der. Sen onların konuştuklarını dinlersen sabredemezsin. Arkasındaki hikmetleri düşünemezsin.

         Ne var ki adam ısrar eder. Hz. Süleyman da adama hayvanların dilini öğretir.

         Sevinçle evcine gelen adam çöplükteki köpekle horozun konuşmalarını dinler.

         Bir ara köpekten şu sözleri duyar. Yanındaki horoza diyor ki:

         -Horoz kardeş, sen arpayla buğdayla da karnını doyurabilirsin. Biraz ötedeki taneleri yesen de ekmek kırıntılarını bana bıraksan olmaz mı benim karnım çok açtır.

         Horoz şu cevabı verir:- sabret köpek kardeş yarın buraya ağanın ölen eşeğini bırakacaklar, bolca yer karnını iyice doyurursun.

         Bunu duyan ağa hemen koşar ahırdaki eşeği alıp pazarda satar.. kendi kendine söylenerek döner.

-          İyi ki hayvanların dilini öğrendim. Yoksa eşek elimde ölecekti.

Ertesi gün yine kulak kabartır çöplükteki seslere. Köpek sitemkardır horoza: -Hani ağanın eşeği ölecekti bende bolca et yiyecektim ya?

Horoz cevap verir:- Ağanın eşeği öldü ölmesine de, satın alan zavallının elinde lödü. Ağa aç gözlülük ederek eşeği sattı. Ama üzülme  bu sefer ağanın atı ölecek. Buraya bırakacaklar. Bolca et yer karnını doyurursun.

                   Ağa yine hızla kalkar, ahıra gidip atı alıp pazara götürüp satar. Dönerken yine söylenir. İyi ki hayvanların dilini öğrendim yoksa at da elimde ölecekti.

                   Geklip yine kulak misafiri olur. Bu sefer köpek daha yüksek sesle  sitem ediyor.

                   -Horoz kardeş, beni yine aldattın. Hani ağanın atı ölecekti ya?

                   -Aağanın atı, öldü ölmesine de, sattığı zavallının elinde öldü. Üzülme der; Bu sefer daha büyük ziyafete konacağız. Hep birlikte.                Köpek inanmaz:- Hadi, hadi yine aldatıyorsun. Horoz kesin cevap verir:

                   _Hayır, bu sefer kesin aldatma filan yok. Durum kesin. Çünkü bu sefer ağanın kendisi ölecek. Malına gelecek olan bu bela, kendi canına gelecek. Arkasından yemekler yapılıp etler pişirilecek, artanları da bizlere dökecekler. Ye yiyebildiğin kadar.

                   Ağa bunu duyunca şaşırır. Sağa sola koşturmaya başlar. Yok mu beni kurtaracak diye söylenir. Derken, gece; ağa hastalanarak ölür.

                   Arkasından yapılan yemek, pişirilen etler den artanlar çöplüğe dökülür. Uzun zaman hayvanlar ziyafete konmuş olurlar.

         Bu sırada horoz söylenir:

                   İnsanlar keşke; canıma gelecek olan malıma gelsin diyebilselerdi hileye baş vurmasalardı.

-          Bunda bir hayır vardır diye düşünselerdi. Bunu diyemiyorlar. Sonra da

mallarına gelen canlarına geliyor. Ama pişmanlık fayda vermiyor.” Basından)

0 Comments:

Yorum Gönder

<< Home