SAÇ- TAÇ –KAÇ
Bu yazıyı yazarken YÜREĞİME KOR DÜŞTÜ. Hücrelerime söz dinletemedim. Kalbim yerinden fırlayacaktı. Gözlerim doldu. Yeniden 1915 hatırladım. Çanakkale – Gelibolu yarım adası sırtlarında yedi düvelle göğüs göğse çarpışan 253 Bin tüyü bitmedik ana kuzuları gözüm önüne geldi. Geldi de yüreğimi deldi.
Balıkesir Gazeteciler Cemiyeti'nin tam sayfa; "ŞEHİTLERİMİZ UNUTMAYACAĞIZ " ilanlarının özünü, bir başka duygular içinde izlerken, internet sayfalarına, yeni bir hain, vahşi saldırılarında şehit olan ve yaralıların haberi kor gibi bedenimi sardı.
Tam sayfa ilandan, alıntılarla;
"ŞİMDİ ONLAR SEHİT. BENİM, SENİN, BİZİM SİZİN İÇİN."
"BİR HİLAL UĞRUNA" "BATAN GÜNEŞLER"İN RUHLARI ŞAD OLSUN.
Yakın zamanda; Anadolu insanımızın yüreğine düşen korlar, düştüğü yeri yaktığını unutanlar, Tv'lerde, eğlence proğramlarını kesmeden , yayın akışlarında değişiklik yapmadan çalışmalarına devam ediyorlar. Hain tuzakları kuranlara lanet olsun.
Ülkemiz deki iktidarlarını sürdürmek için, dış ülkelerden icazet alacaklarına, kendilerine verilen yetkileri yerinde ve zamanında kullanmaları gerekmez mi?
Dün , bugün;
Yıldızlaşan bedenlerin, bedelini ödeme cesareti gösteremeyen, siyasi iktidarlar. Meydanlarda sesini duyurmaya çalışan, şehit gazi yakınlarına yapılan haksızlıklara göz yumanlar; Tarih önünde kendilerini nasıl tanımlayacaklar?
Kökleri 1977-78 li yıllara dayanan, 80li yıllarda "Üç beş çapulçu" olarak küçümsenen o günlerin apocuları, okulları köyleri basarken, içeriden ve dışarıdan beslenmelerine göz yuman; "Dahili ve harici bedhahlar" bu gün dünyanın gözü önünde özgürlük savaşçıları olarak kendilerini satmaktadırlar.
Dünya, terörizmin tanımını bile yapamamış durumda. Simetrik savaşta düşman bellidir. Güçler birer birdir. Asimetrik savaş, örtülü biçiminde; ekonomik, siyasi ve insani kurallarla bağdaşmayan , davranışlar içermektedir. Her türlü kanun dışılığı benimser. "İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi" sınırlarını aşar. TERÖRİSTLER ve bu eylemleri destekleyen iç ve dış ortaklar; inkarcı ve çıkarcı tutumlarıyla Türkiye'nin zaaflarından, coğrafi zorluklarını, yasal boşlukları ve siyasi kararsızlıklarından yararlanarak, gündemde kalmaya devam etmektedirler.
Bizim, ak saçlı, beyler beyleri, lüks kamaralarında, ceylan koltukların da, mışıl mışıl uyurken, Ülkemizin körpecik ana kuzuları pusuya düşürülür. Bu hainlikleri gündelik trafik kazası gibi algılayan beyinler; akıllarını bir meldine sararak, çıkın etmişlerdir.
Ülkemizin siyasi, ekonomik,kültürel, tarihi ve sosyal gerçekleri göz ardı edilerek, çıkarlarımız korunamaz. Dünya'nın kanını emen ekonomik, sosyal, kültürel, siyasi terör kaynaklarını besleyenler kendi geleceklerinin kaygısıyla bataktan batağa sürüklenmektedirler. Bu batağa ülkemizi çekmeye çalışmaktalar.
Ülkemizin; siyasi muhalifleri, seçim meydanlarda palavralarla, kelle istediler. İp attılar. Kendilerini özgürlük savaşçısı ilan ettiler. Şehitlerimize "kelle" diyen zihniyete alet oldular. Şehit ve gazi yakınlarını azarlayarak iktidar olanlar Sokaktaki , ocaklardaki feryatları nasıl dindirecekler merak ediyorum.
"Akıl; ne SAÇtadır, ne TAÇta?." Sıkışınça ülke dışına KAÇmakla akıl arayanlara, onlara sığınmakla, çözüm arayanlara; Balıkesir'imizin HASAN BABA'sının deyimiyle; "YUH!.. OLSUN."
0 Comments:
Yorum Gönder
<< Home